Günlük Siirler
Sen gittikten sonra iki çalgici
turnalar semahini çaldi ve kimse dinlemedi onlari
benden baska. Sarimsak kokusunun
yoksulluk ve rakiyla bulustugu saygisiz kalabalikta
kimse duymadi beni terkeden
kanatlarin biraktigi esintiyi. Biri incecik öbürü kalin
iki tel vururken çalginin yüregine
nicedir aklimi kurcalayan Bertold Brecht'in
"Sevenler" siirini düsündüm bir yasamdan ötekine
yanyana uçan iki turnayi. Taa yirmisekizlerden.
"Günesin ve ayin az degisken dilimleri altinda
uçup giderler yine, böyle tutkun birbirine.
Hey, nereye gidersiniz? - Hiç bir yere - Nerden gelirsiniz?
Her yerden. Sorarsiniz, ne zamandir birliktesiniz? diye.
Az zamandir. Ne zaman ayrilacaksiniz peki? - Yakinda."
Çiktigimda hava acikti ikindi günesi gibi
nicedir isitmayan parlak ayin az degisken dilimleri altinda
yürürken sordum kendi kendime. Nereye gidiyorsun?
Hiç bir yere. Ne zamandir yalnizsin? Bilmem, denize
ve ayisigindan yapraklar kesen
siire sormali bunu. Daha yazilirken
bir aniya dönüsen siirlere
Sordum kendi kendime ne yapilabilir çamurdan? Heykel
Acilardan? Ask. Yoksulluklardan
bir devrim bile yapilabilir. Ama hiç bir sey
hiç bir sey yapilamaz ayriliklardan.
Sen, çalgicilar ve ayisigi çekip gittiniz uykunun
esigine vurulmus bir turna gibi dönerek
düserken sordum otuzdokuzlardan Bertold Brecht'le birlikte
"Ne yapmali peki?" Aklim dokunacak
bir baska akil ariyor. Nicedir yabanci denizlerde
yikanan tenim baska bir teni. "Ne yapmali?"
Biliyorum yagmur yagmaz yukari dogru yeniden
Acimaz olur, silinir gider izi biçagin.
Ama hiç bir rüzgar doldurulamaz bos kalan yerini,
bir yasamdan ötekine
birlikte uçan turnalarin yerini
gökyüzünde.
Onat Kutlar