Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 İnsan Soyunun Ortaya Çıkışı, Kuranda yer Alan Bir Mucizedir

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
soner




Mesaj Sayısı : 3323
Kayıt tarihi : 31/05/10

İnsan Soyunun Ortaya Çıkışı, Kuranda yer Alan Bir Mucizedir Empty
MesajKonu: İnsan Soyunun Ortaya Çıkışı, Kuranda yer Alan Bir Mucizedir   İnsan Soyunun Ortaya Çıkışı, Kuranda yer Alan Bir Mucizedir Icon_minitimePerş. Tem. 29, 2010 4:15 pm

İnsan Soyunun Ortaya Çıkışı, Kuranda yer Alan Bir Mucizedir
Dr. Mahmud Devdah
Kur'ân Ve Sünnette Bilimsel Mucizeler Uluslararası Kurulu Bilim Araştırmacısı

Bu araştırma, VII. Kur'ân Ve Sünnette Bilimsel Mucizeler Toplantısı'nda sunulmuştur.

Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyrulmaktadır:

“O halde insan neden yaratılmış olduğuna bir bakıversin. O (ana rahmine atılıp dökülen bir sudan yaratılmıştır. O, omurga ile göğüs kemikleri arasından çıkar. Şüphe yok ki O, onu döndürmeye elbette güç yetirendir. O günde gizlilikler açığa çıkartılır. (O günde) onun ne bir gücü olur; ne de bir yardımcısı”. (et-Tarık, 86/5-10)

Atılıp dökülen su, meninin vasfını anlatan bir ifadedir. Meni, su damlalarına benzeyen sıvı bir terkiptir. İçeriği dökülür, hızla hareket eder, canlıdır. Bu özellik, ayette kendi kendine hareket edebilmeye delalet eden ism-i fail sigası kullanılarak doğrulanmıştır. Suyun akıcı olarak nitelenmesi dışında, diğer bütün vasıflar insanla ilgilidir. Zira bu ayetlerde ele alınan konunun odak noktası insanın yaratılışıdır. İnsanın yaratılışı, öldükten sonra dirilmenin mümkün olduğuna delalet eder.

“(O günde) onun ne bir gücü olur; ne de bir yardımcısı” ayetinde yer alan zamir ile suyun kastedildiğini söylemek doğru değildir. Bu zamir ile insan kastedilmektedir.

“Şüphe yok ki O, onu döndürmeye elbette güç yetirendir” ayetinde “onu döndürmeye” ifadesindeki zamirin de insan yerine kullanıldığını söylemek daha doğrudur. “Döndürmek” hesaba çekmek için yeniden yaratmaktır.

“O günde gizlilikler açığa çıkartılır” ayetinde belirtilen döndürme zamanı karinesinden hareketle bu değerlendirme yapılır.

“O halde insan neden yaratılmış olduğuna bir bakıversin”, “O (ana rahmine atılıp dökülen bir sudan yaratılmıştır”, “Şüphe yok ki O, onu döndürmeye elbette güç yetirendir” ve “(O günde) onun ne bir gücü olur; ne de bir yardımcısı” ayetlerindeki zamirlerin her birine farklı bir mana verme zarureti bulunmamaktadır. Bu nedenle “O, omurga ile göğüs kemikleri arasından çıkar” ayetindeki zamir ile insanın kastedilmiş olması tercih edilir. Özellikle belirtilmelidir ki, meni bizzat bu şekilde çıkmaz, testislerden çıkar.

“Çıkarma” nitelemesi, insandan söz etme temeline bağlı bir açıklama mahiyetinde, müstakil bir ayette yer almaktadır. Zürriyetin ataların sırtlarından çıkarılmasından bahsedilerek, şaşırtıcı kudretin, takdirin üstünlüğünün ve yeniden dirilmenin mümkün oluşu açıklanmıştır. İnsanın dünyaya doğum yoluyla çıkarılması ile diri olarak yeniden döndürülmesi arasında bir ilişki bulunmaktadır. Oysa meninin çıkması ile insanın yeniden diriltilmesi arasında bir bağ bulunmamaktadır.

İnsanın zürriyetinin sırttan çıktığı şu ayetlerde de beyan edilmiştir:

“Hani Rabbin Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini çıkarıp almıştı.” (el-A'râf, 7/172)

“Sizin sulbünüzden (sırtınızdan/soyunuzdan) olan oğullarınız” (en-Nisa, 4/23)

Kur'ân-ı Kerîm'de çıkarma fiili meni hakkında kullanılmamışken insan ile ilgili olarak çok yerde kullanılmış, böylelikle dünyaya doğarak geldiği ve hesaba çekilmek üzere diriltileceği açıklanmıştır. Sırtta yeni nesiller var etme aşamaları ile yeni canlının sırtı terk ederek oradan çıkması arasındaki mükemmel incelik tüyler ürperticidir.


5–6 haftalık bir ceninin sırt bölgesinde, üreme bezlerinin oluşmasını gösteren enlemesine kesit.

Bu bezlerin hücrelerinin henüz ayrılıp belirginleşmeden önce, omurga ve kaburga kemiklerinin başlangıç yerlerinin arasından ortaya çıkışı.

Erkeğin testislerinde ve kadının yumurtalıklarında bulunan hücreler, cenin aşamasında iken, ana babanın sırt bölgesinde bulunur. Daha sonra bunlar omurga kemikleri ile sırt kemiklerinin başlangıç yerleri arasından sırttan çıkarlar. Yumurtalıklar rahmin yanında pelvise doğra giderken testisler sıcaklığın daha az olduğu skrotuma (torbalara) ilerler. Aksi takdirde canlı sperm üretiminde başarısız olur ve yolculuğunu tamamlamazsa kansere dönüşmeye maruz kalır.

“O, omurga ile göğüs kemikleri arasından çıkar” tabiri, neslin ortaya çıkış sürecini tarif etmek için yeterlidir. Takdir etme, güç yetirme, en güzel ve en sağlam biçimde yaratma şeklinde yaratılışa delalet eden tüm hadiseleri ihtiva eder. Öncelikle omurga ve göğüs kemiklerinin arasındaki bölgeden kesin olarak yerleşeceği bölgeye kadar zürriyetlerdeki başlangıçlarda yaratılıp karındaki iç organlardan ayrılıştan itibaren ana babanın doğumuna, erişkinlik çağına gelip evlenmelerine ve yeni bir nesil yaratılmasına değin her şey bu ifadede yer almaktadır. İnsan nesli terkibi bakımından henüz yok sayılabilecek spermden, meniden yaratılır. Ancak bu meni canlıdır, yumurta ile birleşmek için kendiliğinden fışkırır. Sperm ve yumurtanın birleşmesinden embriyo meydana gelir. Meydana gelen yeni canlıda da aynı işlev yani “çıkma fiili” devam eder. Böylelikle dünyaya gelip gelişmesi için yaratılmakta olan cenin aracılığıyla da nesil devam ettirilmiş olur. Ancak doğup gelişen insan kendisini yaratandan gafil olur. Her bir insanın serüveni olarak bu devamlı yenilenen yaratılış güzelliği Alîm ve Hakîm olan tarafından, tüm bu hadiseleri ihtiva eden “çıkma” ifadesi ile anlatılmıştır.

“Çıkar”

Başka hangi güç ve kudret yaratılışı böyle ifade edebilir?

Sürekli yenilenip duran tüm bu haller, eşsiz ölçüler ve insanı hayrete düşüren bu güç karşısında akla sadece şu sezgi gelebiliyor:

Gerçekten yeniden diriltileceğim ve hesaba çekileceğiz!

İşte bu şekilde hitap bağlanıyor. İnsanı önce, var edilişindeki kudret sahnelerinden bir ışığa, ardından da aciz ve yardımcısız kalacağı son durağıyla yüzleşmek üzere kendisiyle baş başa kalma sahnesine taşıyor. Bu intikalin hızla olması, ilâhî takdîre, Allah'ın kudretinin tecellisine ve yaptığı işlerin hikmetine vurgu yapılmasından kaynaklanmaktadır. Bu vurgu “Şüphe yok ki O, onu döndürmeye elbette güç yetirendir” ifadesi ile gerçekleşmektedir.

Müfessir el-Kelbî, “Şüphe yok ki O” ifadesindeki zamir ile Allah'ın, “Onu döndürmeye” ifadesinde yer alan zamir ile de insanın kastedildiğini belirtmektedir.

El-Merâğî ise, “O halde insan neden yaratılmış olduğuna bir bakıversin” ayetini, “İnsan, aklını kullanarak yaratılışının başlangıcını düşünsün ki kendisini yaratanın gücünü ve onu yeniden yaratmaya kadir olduğunu anlayabilsin” anlamında tefsir etmiştir.

“O (ana rahmine atılıp dökülen bir sudan yaratılmıştır. O, omurga ile göğüs kemikleri arasından çıkar.”

İşte, bilimin on üç asır sonra farkına varıp keşfettiği ve ispatladığı ilmî gerçekler…

Bu ayetlerin açıkladığına göre, insan nesli, omurga ve sırt kemiklerinde yer almaktadır. Embriyoloji, erkeğin sperm ve kadının yumurta hücrelerinin menşei ile ilgili bu ayetleri açıklarcasına insanı hayrete düşüren açıklamalar yapmaktadır. Yumurta ve sperm hücrelerinin her biri başlangıçta omurga ve sırt kemikleri arasına denk gelecek şekilde böbreklere yakın bir yerde bulunmaktadır. Burası, yaklaşık olarak omurga kemiklerinin ortası ile göğüs kemiklerinin alt kısmıdır. Yumurta ve sperm hücreleri ilk ortaya çıktıklarında, atardamarda çoğaldıklarında ve sinirlere bağlandıklarında daima bedende omurga ve sırt kemikleri arasında bulunurlar. Bu durum Kur'ân-ı Kerîm'de söylenenleri ve âlemlerin Rabbi'nin gönderdiklerini tasdik etmektedir. Bilim bu gerçeği çok yakın bir zamanda, Kur'ân nazil olduktan on üç asır sonra keşfedebilmiştir. Sperm ve yumurta hücrelerinin her biri gelişimini tamamladıktan sonra bildiğimiz yerlere iner. Sperm, skrotumda (torbalarda) yerini alıncaya kadar inerken yumurtalıklar rahmin yakınında pelvise doğru ilerler. Zaman zaman bu inme işlemi tamamlanamaz, sperm yolda durur ve torbalara inmez. İşte bu durumda cerrahi müdahale gerekir. İnsanın yaratılışı ile ilgili olarak tüm bu bilgiler doğru bir düşünceye sevk edecek olursa, ilahi ahkâmda belirtildiği üzere, ahiret gününde yeniden dirilmeyi tasdik etmek kolaylaşacaktır.

“Şüphe yok ki O, onu döndürmeye elbette güç yetirendir”

Yani, insanı başlangıçta yaratmaya güç yetirenin, onu ölümünden sonra yeniden diriltmeye de gücü yeter.

Ayetlerdeki tüm ifadelerde Yaratıcının gücü çok bariz bir biçimde ortaya konulmaktadır. İnsan ile ilgili sahnelenenler aktarıldıkça, insanı tekebbürden arındıracak pırıltılar ile insan hakkında ğaybî bilgiler verildikçe, insan, özü ile karşı karşıya gelir, hayatı sona erdiğinde akıbetinin ne olacağını bilir, aslı itibari ile bir hiç olduğunu anlar. İnsanın açıkça gurura kapılıp büyüklenmesi sahnesi karşısında ise “o halde” diye söze başlanarak delil getirilmektedir.

“O halde” edatı, hazfedilmiş (cümle içinde belirtilmeyip atlanmış) bir ifadeden sonra kullanılır. Burada da insanın içinde gizlenen düşünceyi açığa çıkarmaktadır:

“O halde insan neden yaratılmış olduğuna bir bakıversin.”

Bu sanki kınayarak haykıran bir çığlık:

Vicdanın sana söylemiyor mu?

Bu muhakemede, deliller apaçık ortaya konulunca, zan ve şüphe içindeki insanın yenilmekten başka seçeneği kalmıyor. Cenabı Allah adeta şöyle buyuruyor:

“Bunları yapanın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?” (el-Kıyame, 75/ 40)

Sırları açığa çıkaran bu en küçük sahne, kıyamet günü sahnesine benzemektedir:

“O günde gizlilikler açığa çıkartılır” (et-Tarık, 86/9)

Sahnelerin bir araya getirilişini bir düşün! Perdeler açılmadan önce öyle müthiş bir tasvire yer verilmektedir ki kapandıktan sonra bile zihinlerde insanın akibeti ile ilgili pek çok fotoğraf kalmaktadır. Kulaklarda Yaratıcının gücünden bir an olsun şüphe edenlere vaadedilen alevler yankılanır.

Vahiy eseri olduğu ileri sürülen hiçbir kitabın sahip olamadığı düzeyde kapsamlı, orijinal ve akıllara durgunluk verici bir üslup! Tasvirde ve mana zenginliğinde zirveye ulaşmış… Lafzî îcazda en üst noktada yer almakta! Ayetlerin nazil olduğu zamanda herhangi bir insanın idrak etmesi mümkün olmayan bu bilimsel açıklamalar, bu gün davetçilerin elinde, son peygamberliğin delillerinden biri olmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İnsan Soyunun Ortaya Çıkışı, Kuranda yer Alan Bir Mucizedir
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kurân'daki Sûrelerin Geometrik Düzleme Aktarımıyla Ortaya Çıkan Allah Lafzı
» Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışı ve Mâhiyeti
» Werner Heisenberg ve Mezon Alan Teorisi
» ******'ün Samsun'a Çıkışı
» Ehl-i sünnet itikadını ortaya koyan

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Bilgi Köşesi :: İslamiyet :: Kurân-ı Kerîm'in Sırları-
Buraya geçin: