Ismail Aykanat'ın hayatı

AHMET BULGAY'ın HAYATI ve EDEBÎ KİŞİLİĞİ HAKKINDA
Maxicep.com - AHMET BULGAY'ın HAYATI ve EDEBÎ KİŞİLİĞİ HAKKINDA AHMET BULGAY (PLATONİKİ)
Ahmet Bulgay, 1 Eylül 1987'de Iğdır'ın Harmandöven köyünde ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi.
Köy okulu geç açıldığı için 3 yıl gecikmeli olarak okula başladı.
Ilköğretimi sırasıyla Harmandöven, Mahmut Nedim Kuyumcu ve Mareşal Fevzi Çakmak Ilköğretim okullarında okudu.
Liseyi ise Kazım Karabekir Anadolu Lisesi'nde okudu.
2009 yılında Yüzüncü Yıl Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği'ni kazandı ve halen burda okumaktadır...
EĞİTİM KRONOLOJİSİ
1997-1998 1.sınıf Harmandöven io.
1998-1999 2.sınıf Harmandöven io.
1999-2000 3.sınıf Mahmut Nedim Kuyumcu io
2000-2001 4.sınıf Mahmut Nedim Kuyumcu io
2001-2002 5.sınıf Mahmut Nedim Kuyumcu io
2002-2003 6.sınıf Mareşal Fevzi Çakmak io
2003-2004 7.sınıf Mareşal Fevzi Çakmak io
2004-2005 8.sınıf Mareşal Fevzi Çakmak io
2005-2006 9.sınıf Kazım Karabekir Anadolu Lisesi
2006-2007 10.sınıf Kazım Karabekir Anadolu Lisesi
2007-2008 11.sınıf Kazım Karabekir Anadolu Lisesi
2008-2009 12.sınıf Kazım Karabekir Anadolu Lisesi
2009-2010 1.sınıf Yüzüncü Yıl Üniversitesi
2010-2011 2.sınıf
2011-2012 3.sınıf
2012-2013 4.sınıf
EDEBÎ HAYATI VE KİŞİLİĞİ
Ahmet bulgay ilk şiirlerini ilkokul yıllarında yazmıştır.Şiire olan ilgisi yakın çevresinin de dikkatini çekmiş olacak ki daha o zamanlar şiirleri okul dergilerinde ve yerel gazetelerde yayımlanır ve bulgay bu sayede hatırı sayılır bir hayran kitlesi edinir. Bununla beraber daha da şevke gelen Bulgay'da, şiir yazmak yemek yeme, su içme gibi bir zorunluluk haline gelir ve şair iyice şiirin içine girer.Lise yıllarında, gençliğinin verdiği heyecanla şiirlerini öğretmenleriyle paylaşır, görüşlerini alır ve bu yolla kendini biraz daha geliştirmeye çalışır.Özellikle şair İsmail Aykanat'ın öğrencisi olmaktan duyduğu gururu her fırsatta dile getiren Bulgay, hocasının önerileri doğrultusunda şiir yazmaya devam etmiştir.Ilk şiiri "topladığım sevdam" Ismail Aykanat'ın da yardımıyla "Mavi Yeşil" adlı edebiyat dergisinde yayımlanır.Bulgay bu sayede daha geniş bir okur kitlesi edinmiş olur.
Oldukça duygusal bir yapıya sahip olan bulgay, bu duygusallığını şiirlerine de yansıtmıştır.
şiirlerindeki her kelimeyi, her cümleyi, her dizeyi "yaşayan, konuşan, seven, özleyen, savaşan, nefret eden, ayrılan, büyüyen ve en sonunda ölen birer insan" olarak görürdüğünü ifade eder.Bu da şiirlerini ne kadar yaşayarak yazdığını gösterir bize.Şiirleri daima bir aksiyon bir hareket halindedir, dinamik bir yapıya sahiptir.
Şair şiirlerini kendi iç dünyasından toplamıştır."En büyük ilhan kaynaklarım gözlerim ve kulaklarımdır!" diyen bulgay,şiirlerini konu bakımından asla sınırlandırmamıştır.Gördüğü ve duyduğu her şeyi siirlerinde işlemiştir.Bazen televizyonda izlediği bir filmi,
bazen çok üzüldüğü bir haberi,
bazen de sobanın yanında duran kedisini işler siirlerinde.
Şiire başlamasında çok önemli bir yere sahip olan Sevdiği kızın bir başkasıyla evlendirilmesi, onda müthiş bir aşk acısı yaratır ve "öldü" dediği sevdiğine karşı inanılmaz bir platonik aşk duymaya başlar.
Zaten çoğu şiiri ölüm konusunu işler.İşte bu şiirlerin çoğunu o sevdiğine yazar ve bir süre sonra hayali bir sevda yaratır kendine.Görüp de bilmediği, sevip de dokunmadığı bir sevda.Artık her oturuşunda masanın başına, alır karşısına hayalini sevdiğinin ve başlar yazmaya sevdasını.Bazen onu sever yüceltir, bazen ondan nefret eder yerin dibine sokar onu.Karşılıksız sevmenin, hele hele hiç olmayan bir aşkı karşılıksız sevmenin verdiği acıdan mutluluk duyar ve Fuzuli'nin, Mecnun'un duygularını anlamaya başlar.Işte şairin "Platoniki" lakabı da burdan gelmektedir.Şairin karşılıksız sevgi üzerine söylediği "... Karşılıksız sevmenin verdiği ruh halinin şiire yansımasını gözardı etmemek lazım.Benim beslendiğim yer orası.Benim ruhumun, engin denizlerde dolaştığı, kime rastlarsa selam verdiği, bulduğu her aydınlığı şiire yansıttığı yer orası..." sözleri onun içinde bulunduğu ruh halini yansıtan en iyi sözler olmalı.Şair karşılıksız sevgiyi;büyük bir yetenek ve kendini kontrol etme yetisi olarak tanımlıyor.
Çünkü ona göre bir kişiyi seviyorsanız ve o kişi her daim gözlerinizin önündeyse dayanamaz ona açılırsınız.Bunun sonunda da ya onu tamamen kaybedersiniz ya da sonsuzadek kazanırsınız.Yani iki ihtimal var.Ama karşılıksız sevgide tek ihtimal var.Sevdiğiniz kişi ölse bile yine sizindir.Çünkü onu sadece sevdiniz.Yani ondan bir karşılık beklemeden sevdiniz onu.O olmasa da onu seversiniz o zaman.Eğer onu onsuz da sevmeyi başarıyorsanız siz de bir platoniki olmuşsunuz demektir.
Şairin bu yönü, onun şiirlerinin temel noktasıdır.
Lise yaşamı boyunca yüzlerce şiir yazan Bulgay, bunları bir kitapta toplamayı başaramamıştır.
Hayallerini üniversite sıralarına taşıyan Ahmet Bulgay'ın ne yapacağını merakla beklemekteyiz.Kitap çıkartmayı çok istemesine rağmen doğru zamanı bekleyen bulgay'ın yayımlanmayı bekleyen 6 kitaplık şiiri bulunuyor.Dileğimiz en doğru zamanda, kalıcılığı hedefleyen kitaplar çıkartmasıdır.