Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Asik Meydani'nın hayatı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
soner




Mesaj Sayısı : 3323
Kayıt tarihi : 31/05/10

Asik Meydani'nın hayatı Empty
MesajKonu: Asik Meydani'nın hayatı   Asik Meydani'nın hayatı Icon_minitimeCuma Tem. 16, 2010 11:45 am

AŞıK FERRAHI

Ferrahi bir uğrak verdik dünyaya
Bazı atlı gezdik bazı da yaya
Elveda etmeye helallaşmaya
Sabah sabah hoşgeldiniz haneme

Mızrabını sazının tellerine hoyratça gezindiren adam her nağmede ömründen bir zaman dilimini cömertçe önümüze seriyordu ve diyordu ki

Neler geldi girdi benim düşüme
Felek bu dertleri taktı peşime
Bir yazı yazın ki mezar taşıma
Ferrahi dünyada gülmemiş deyin

Evet kimdir Ferrahi kimdir? Aşık Ferrahi'nin babası Mustafa Ergat Siirt'in Eruh Kazası'nın Kever Köyü'ndendir. 1914-1918 yılları arasında memleketinden göç ederek Adana'nın Ceyhan Kazası'nın Kurtkulağı Köyü'ne yerleştiği bilinmektedir.

Bu köyde hayatını kazanmaya çalışan Mustafa Ergat çok kısa zamanda kendisini köy ahalisine kabul ettirir ve sevilen biri olur. Hele zamanın şöhretli zenginlerinden hemşehrisi İbrahim Koruklu'yla tanışınca yıldızı iyice parlar. İbrahim Koruklu onu Ceyhan'da mahalle bekçiliği görevine getirtir ardından da Ceyhan'ın Küçük Mangıt Köyü'nden bir kızla evlendirir.

Hemşehrisi İbrahim Ağa'nın gözüne girmeyi başaran Mustafa Ergat onun sayesinde Ceyhan'ın sevilen ve sayılan bir siması olur. Fakat bu arada Küçük Mangıt Köyü'nden evlendiği karısı ölür. Karısını kaybeden Mustafa Ergat yine İbrahim Koruklu tarafından bu sefer de Ceyhan'ın Kıvrıklı Köyü'nden Osman Metin (Çingil Osman) in bacısı Emine ile evlendirilir. Mustafa Ergat'ın bu hanımdan 1934 yılında Mehmet Ali (Aşık Ferrahi) sonra da Sabiha olmak üzere iki çocuğu dünyaya gelir.

Mustafa Ergat'ın hayat çizgisi İbrahim Ağa'nın ellerinde yükselmeye devam etmektedir. Artık Mustafa Ergat Ceyhan'ın tütün kolcusudur. Bu görev ona daha büyük bir çevre ve ün kazandırır.

Ancak Mustafa Ergat görevinin şuurunda bir tütün kolculuğu sevdasına kalkışınca işler tersine döner ve bir gün bilerek ya da bilmeyerek zamanın tanınmış zengini İbrahim Koruklu'nun adamlarını kaçak tütün satarlarken yakalatır. Böylelikle Ağa'ya ihanet etmek gibi büyük bir çılgınlığa düşen Mustafa Ergat feci şekilde dövülür. Yediği dayak sonucu aklını oynatır ve bir gün evini barkını terk ederek çeker gider. Ceyhan'a bir daha da dönmez. Onun için nerede ne zaman öldüğü dahi bilinmemektedir.
Babasının gidişinden çok kısa bir süre sonra annesini de kaybeden Mehmet Ali'yi ve kız kardeşini dayısı Osman Metin yanına alır.
Daha 7-8 yaşlarındayken hayatın cilvesi ona başka bir dünyanın kapısını aralar. Mehmet Ali köy tarafından Halil Turan'a besleme olarak verilir. Halil Turan'ın kapısında uzun bir zaman çobanlık yapan Mehmet Ali'nin işe yatkın olduğunu anlayan dayısı onu tekrar yanına alır. Bu sırada kız kardeşi de evlenir. Artık tamamen yalnızdır. Köyün sığırlarını güderek traktör sürerek ekmeğini kazanmaya çalışır.

Derler ki; Çoban Mehmet Ali on iki yaşındayken bir gün bir rüya görür. Rüyasında bir kıza aşık olur. Bu aşk onu aşık yapar; sığır gütmeye yarayan değneğini saz yapar dilini açar gönlünü kanatlandırır ve onu ''AŞIK FERRAHi'' yapar.

Aşığımız bir yandan yaşamaya ekmeğini kazanmaya çalışırken; bir yandan da dağda bayırda kumda bir başına alfabenin hem eskisini hem de yenisini sökmeye çalışır. Başkaları için zor olan onun için hiç de zor olmamıştır. Gayretleri sonunda Karacaoğlan'ın Kerem'in Aşık Garip'in kitaplarını okuyabilecek duruma gelir. Hatla sadece aşk hikayeleri şiirleri okumakla kalmaz yazmaya da başlar. iık şiirlerini bir defterde toplar ve ''Mahsun Çocuk'' adını verir. Fakat ne yazık ki bu defter günümüze kadar ulaşamaz.

1954 senesinde Aşık Ferrahi İstanbul'dadır. Ayazağa ve Zeytinburnu Süvari Bölüğü'nde askerdir. Ancak askerliği sırasında tüberküloz hastalığına yakalanır. Hava değişimi için köyüne gönderilir . Fakat hastalık geçmediğinden tekrar asker ocağına dönemez.

Bu hastalık Ferrahi'nin hayatında adeta yeni bir dönemin başlangıcı sayılır. Asker ocağına bir daha dönemeyen Ferrahi'nin verem olduğunu anlayan dayısı çocuklarını bu bulaşıcı hastalıktan korumak için onu evinden uzaklaştırır. Bu yüzden Ferrahi de köyünü terk eder ya da terk etmek zorunda kalır.

İlk gittiği yer Ceyhan'dır. İlk gördüğü dostu Hamit Zorba. Hamit Zorba çalıştığı çiftlikte ona da bir iş ayarlar. Ferrahi bir müddet burada çalışsa da traktör sürmek pek işine gelmez. Çünkü O; ''Mahsun Çocuk''una yeni şiirler ekleyecektir yeni türküler çığıracaktır.

Sene 1958'dir; elinde Kayserili Ömer Usta'nın yadigarı sazı ile varır gider Ceyhan'daki Şevket Eser'in saz evine. Saz çalmadaki ilk marifetini yani Şevket Eser'in tabiriyle ''Gam yapmasını'' öğrenir. Bu çalışmalar yavaş yavaş ama daha bilgili ve şuurlu bir şekilde Ferrahi'nin rotasını Aşıklar Dergahı'na yöneltir.

Artık aşığımız sazıyla sözüyle ve korkunç kaderi ile bir başına ömür sürmeye başlar. Nereye ne zaman gideceği; kime nasıl uğrayacağı belli değildir. Çünkü O;

Neyleyim serveti neyleyim malı
Şimdi bir serseri Ferrahi'yim ben der...

Aşık Ferrahi'nin hayatının bundan sonraki dönemlerine baktığımızda onu türlü dertlerle hastalıklarla sevinçlerle iç içe bir hayat kavgasında görürüz.

Zaman zaman tıpkı diğer aşıklar gibi o da kendisini ispat etmek için ''Aşıklar meydanı''na çıkmaya başlar. Düzenlenen şenliklerde sazıyla sözü dost olunca Aşık Ferrahi'nin bütün yurt köşelerine yayılan haklı şöhreti ortaya çıkar.

Bu sırada Adana'nın Kürkçüler Köyü'nde bir düğün gecesi görüp tanıştığı akrabadan bir kıza gönül verir. Kısa bir süre sonra alıp kaçırır kızı getirir köyüne 1959'da onunla evlenir. Sırasıyla biri kız ikisi erkek üç çocuğu olur. Kızına anasının adını (Emine) ikinci çocuğuna babasının adını (Mustafa) son çocuğuna ise Konya Aşıklar Bayramı'nda tanıştığı Fevzi Halıcı'nın isteği üzerine Mevlana'nın Türbesi yakınında mezarı bulunan Konya'lı şair Şem'in adını verir.

1960-1961 yıllan arasında dayısından kalan 35 dönümlük tarlasını satarak Kıvrıklı Köyü'nden Adana'ya göç eder. Sinanpaşa Mahallesi Kışla Caddesinde bir saz evi açar. Burada bir yandan bu işin meraklılarına saz dersi vermeye çalışır bir yandan da plak satarak geçimini sağlar.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Asik Meydani'nın hayatı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Asik Veysel'in hayatı
» Asik Daimi'nın hayatı
»  Asik Mevlevi'nin hayatı
» Aşık Reyhani-Hayatı ve Eserleri
» Asik

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Sözler,Msn Nickleri,Şiirler... :: Şiirler :: Asik Meydani-
Buraya geçin: