Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Sabun Nedir, Nasıl Sabun Yapılır ve Sabunun Tarihçesi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Enes Okay




Mesaj Sayısı : 878
Kayıt tarihi : 12/05/10

Sabun Nedir, Nasıl Sabun Yapılır ve Sabunun Tarihçesi Empty
MesajKonu: Sabun Nedir, Nasıl Sabun Yapılır ve Sabunun Tarihçesi   Sabun Nedir, Nasıl Sabun Yapılır ve Sabunun Tarihçesi Icon_minitimeSalı Tem. 20, 2010 10:05 am

Sabun Nedir, Nasıl Sabun Yapılır ve Sabunun Tarihçesi
Sabun halk dilinde yağlı, kirli şeyleri temizlemek için kullanılan bir maddedir. Kimya bakımından sabun; yağ asitlerinin ya sodyum, ya da potasyum tuzlarından meydana gelen bileşiklerdir.

Sabunun temizleme etkisi çok gelişmiştir. Ve bu 3 özellikten ileri gelir:

Sabun moleküllerinin yapısı hem suyla, hem de yağlarla birleşmeye karışmaya yatkındır. Bundan dolayı bir yüzey üzerindeki yağlı kirleri sulu ortam içinde kolayca çekebilirler.
Sabun baz özelliğinde bulunması dolayısıyla deri, kumaş, v.b gibi yıkanan şeyleri yumuşatır ve kirlerin çıkmasını kolaylaştırır.
Yağ asitleri sulu ortam içinde çekilmiş olan yağlı kirlerle birleşerek kendilerinden çözelti içinde çökerler. Dolayısıyla temizlik yapılıp bittikten sonra sabunlu suyun dibine çöken tortu bunlardır.
Sabun,yağ asitlerinin suda çözünen sodyum ve potasyum tuzlarıdır. Sabunlar, katı sıvı yağların ya da onların yağ asitlerinin,kimyasal olarak güçlü bir alkali ile etkileşimi sonucu oluşur.[1]

Sabunun genel formülü CH3-(CH2)n-COONa, sodyum stearat (C17H35COO- Na+) gibi bir sabun nonpolar uç (yağ asitinin hidrokarbon zinciri) ve polar uç (iyonik karboksilat) içerir. “Benzer benzeri çözer” kuralından dolayı, sabun molekülünün nonpolar ucu (hidrofobik veya su sevmeyen kısım) yağlı kiri çözebilir. Molekülün polar veya iyonik (hidrofilik veya su seven kısım) ucu ise su moleküllerine saldırır. Bu nedenle, yüzeyden temizlenen kir uzaklaşır ve su içinde süspanse hale gelir. Böylece, sabun emülsiyon ajanı gibi davranır, bir madde sayesinde bir sıvı (yağ molekülleri) başka bir sıvının (su molekülleri) içinde parçacık ve damlacıklar halinde asılı kalacak şekilde dağılır. Yağların sodalı su (NaOH) ve Potasyum hidrat (KOH) gibi kuvvetli bazlarla davranışları, onları gliserol ve uzun-zincirli yağ asidi formundan hidrolize (sabunlaşma) uğratır.[2]

Sabunun Tarihçesi
İnsan temizliğinin başlangıcı tarih öncesi zamanlara kadar uzanır. Su, yaşam için vazgeçilmez bir madde olduğundan beri, ilk insan toplulukları devamlı su kenarlarında yaşadılar. Kuvvetli bir olasılıktır ki, bu ilk insanlar suyun temizleme özellikleri hakkında bazı şeyler biliyorlardı. Eski Babil kazıları sırasında bir toprak vazo içinde bulunan sabuna benzer bir madde, sabun yapımının M.Ö. 2800 yılı öncesinde bilindiğin bir kanıttır. Bu toprak vazo üzerindeki yazıtlar, küllerle yağların kaynatıldığını anlatır. Bu da bir sabun yapma metodudur. Fakat buradaki ifade, anladığımız anlamda bir “sabun” ifadesi değildir. Bu ancak saça şekil veren maddelerin yardımcıları olarak kullanılan maddeleri ifade etmektedir.

Kayıtlar, eski Mısırlıların düzenli bir şekilde banyo yaptıklarını gösteriyordu. Eber papirüsündeki bir tıp dokümanında, yıkama için olduğu kadar, cilt rahatsızlıklarının da iyileştirilmesi için, hayvansal ve bitkisel yağların kombinasyonu sonucu oluşan sabuna benzer bir madde yapısının tanıtımını anlatır. Yaklaşık aynı zamanda, Musa İsraillilere kişi temizliği ile ilgili kuralları yazılı bir şekilde detaylandırdı. Aynı zamanda, dini sağlık ve sağlıkla, temizliği ilişkili hale getirdi. Kutsal kitaplarındaki açıklamalardan kül ve yağın karışımından oluşan bir çeşit saç telini bildikleri anlaşılmaktadır.

İlk Yunanlılar, estetik nedenlerden dolayı banyo yaptılar, muhtemel olarak sabun kullanmadılar. Sabun yerine, toprak, çamur, süngertaşı ve külden oluşan bir kalıp ile vücutlarını temizlediler. Sonra, sıvı bir yağ ile kendilerini yağladılar ve hamam kaşağısı olarak bilinen metal bir alet ile, kir ve yağı vücutlarından kazıyarak çıkardılar. Elbiselerini sabunsuz olarak derelerde yıkadılar.Sabun, ismini eski bir Roma hikayesine göre hayvanların kurban edildiği “sapo” dağından almıştır. Yağmurları yıkadığı erimiş hayvansal katı yağlar ve odun küllerinden oluşan karışım, Tiber nehrine bir çamur halinde akıyordu. Kadınlar, bu çamur karışımının,çok daha az kuvvet harcayarak yıkama, temizleme işlemlerini gerçekleştirdiğini buldular. Eski Almanlar Fransızlar keçi donyağından ve külden yapılmış ve sabun olarak adlandırılan bileşiğin bulunması ile, bu bileşiği saçlarını hafif kırmızıya boyamada kullandılar.

İleri düzeydeki eski Roma medeniyeti de banyoyu kullanıyordu. İlk meşhur su kemerli Roma hamamı, yaklaşık M.Ö. 312 yılında inşa edilmişti. Hamamlar çok popüler hale gelen çok lüks yıkanma yerleri idi. M.S. ikinci yüzyılda, Yunanlı fizikçi GALEN, hem tıbbi hem de temizlik amaçlı olarak sabunu önerdi.

M.S. 467 Romanın yıkılmasından sonra, banyo alışkanlığında bazı değişiklikler olmuştur. Avrupa’nın çoğu, halk sağlığı üzerine pisliğin etkisini hissetti. Bu kişi temizlik ihtiyacı, ve gayrı sıhhi yaşam şartları ile ilgili olarak, 14. Y.Y. büyük kitleler halinde ölümlere neden olan Veba’ nın diğer bir deyişle kara ölümün büyük etkisi olmuştur. Buma rağmen 17. Y.Y ‘a kadar Avrupa’nın çoğunda, banyo yapmak ve temizlenmek o kadar popüler değildi. Ve ortaçağ dünyasında, hala kişisel temizlik gerektiği gibi önemsenmiyordu. Diğer bir yörede, ortaçağda Japonya da günlük banyo bilinen bir adetti. Ve İzlanda da, sıcak kemer suları ile ısıtılan havuzlar, Cumartesi akşamları popüler toplantı yerleri idi.[1]

Sabun, Roma İmparatorluğu döneminde şeytan işi olarak nitelendirilip insan hayatından çıkartılmış; sonra da hastalıklar, salgınlar önlenememiştir. Sabunun tekrar kullanımı 8. yüzyılda İtalya ve İspanya, ardından 13. yüzyılda Fransa ve sonrasında İngiltere’de ortaya çıkıyor. Türkler 11. yüzyıla kadar sabun yerine sulardaki soda, çöven, saparma, süt kökü, kaşık otu, herdemtaze, tavşankulağı, hintkestanesi ve kül gibi maddeleri kullanmıştır.[3]

Bilimsel olarak sabun yapımı 18. yüzyılda Michel Eugene Chevreul’un gerekli kimyasal formülleri ortaya koymasıyla başlıyor. Buhar makinesinin bulunmasıyla sabun yapımı endüstriyel bir sektöre dönüşüyor. Sabun, sert sularda eritildiği zaman yeterince köpürmediğinden, 1930’larda ABD’de ilk deterjanlar ortaya çıkıyor. O günden bu yana da deterjan yapımı başlı başına bir sanayi dalına dönüşüyor. Günümüzde sabun üreticilerinin büyük bir çoğunluğu 1800’lerden kalma metotlara bağlı üretim yapmaktadır. Hala sabun üretiminde hayvansal yağlar kullanılmaktadır. Ancak tamamen bitkisel yağlardan üretilen sabunlar da vardır.[3]

Sabun Nasıl Yapılır?
Gerekli Malzemeler
448 gr Hindistan Cevizi Yağı
532 gr Hurma Yağı
700 gr Hurma Çekirdeği Yağı
112 Mango Yağı
266 gr Sodyum Hidrogsit
672 gr Arı Su
0.15 cc doğal pembe renklendirici (isteğe bağlı)
1 fl oz Güzel kokması için ıtır yağı

Talimatname
Yeteri kadar sıcaklıktaki suyun içine kül suyunu dök.
Kenardaki hazırlanmış sete ve suyun içine 1 oz luk renklendirci ekle.
Bütün yağları ve eriyikleri karıştır..
Yağların içine süzülmüş kül suyunu karıştır.
Tonu tutturuncaya kadar renkleri ekle.
Uygun yoğunluğu buluncaya kadar mikserle karıştır.
Itır Çiçeği yağını ekle.
Sıvı sabun un içerisine ne amaçla kullanmak isteseniz tedavi etkisi olan bir madde konulabilir.
Yeteri kadar miktarı parçalara bölüp daha sonra dışarıda kurutun.



Bütün malzemelerinizin ölçülere uygun olarak hazırlandığınızdan emin olun.



Kovaya bırakılan her yağın da erimiş olduğuna emin olun..



Kalıp parçaları temizlendikten sonra hazırlanır.



Kalıp yüzeyi tamamen pürüzsüz olmalı.



Kalıp hazır.



Sabun için hazırlanmış ve biçim verilmiş kalıbı görebiliyorsunuz.



Kül suyu hazırlanır ve yağla karıştırılır. Eklenmesi gereken tüm diğer şeyler ve koku ve benzer şeyler hazırlanır.



Kül suyu yağın içine karıştırılır. Bu esnada külsuyu 54.44 °C ve yağlar 60° C tır.



Hazırlanan karışım blender ile karıştırılır.



Renk verici madde eklenir ve biraz daha blender ile karıştırılır. Daha sonra yavaş karıştırılarak içine Itır çiçeği kokusu katılır.



Şimdi biz ham sabun u kalıbın içine dökebiliriz. Bu işlem yavaş yapılmalı ve takriben 10 dakika kadar sürer. Kalıba dökülmüş yağlara arzu edilirse biraz kül eklenebilir.



Sabun şimdi jelleşme başlangıcında iken bu aşamada onu temizlik amaçlı yine kullanabiliriz.



20-25 dakika sonra hazırladığımız sıvının yavaş yavaş jel haline geldiğini görebiliriz.



Jel halindeki sabun sıcaklığa sahiptir sen buradaki sıcaklığın 87.7 ° C kadar çıktığını görebilirsiniz.



Bir kaç saat sonra sabunlaşma yönteminin sonuç vermesi için sıvının aşağı doğru çökmesi ve kalıbın donması gerekir.



16 saat sonra sabun lar kesilip biçim verilmeye hazır hale gelmiştir.



18 1"2"1" kalıp, 6 tane 2"1" kalıp ve dört tane sabun topu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sabun Nedir, Nasıl Sabun Yapılır ve Sabunun Tarihçesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kimyasal Bağların Tarihçesi (Tarihi Gelişim)
» Define Nedir ve Nasıl Aranır?
» Nedir Bu Gizemli Şekiller Nasıl Oluşmuşlardır
» İtikâf nedir, kadınlar nasıl yapar?
» 14 Şubat Sevgililer Günü'nün Tarihçesi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Bilgi Köşesi :: Bilim Ve Teknoloji-
Buraya geçin: