Sultanim
Ne olurdu be Sultanim,
Keske sen hiç konusmasaydin bugün,
Sussaydin biraz,
Dinleseydin beni bir,
Hak verirdin belki bana,
Ikimiz için de
Kara kisa dönmezdi bu yaz.
Biraz sabretseydin eger,
Anlatacaktim her seyi,
Bir bilsen ah,
Ikimiz için
Ne hayallerim vardi
Öyle güzeldi ki,
Ve öyle büyüktü ki hayallerim,
Ne bakmaya göz dayanir,
Ne de akillara sigardi.
Söyler misin lütfen,
Suçum neydi Allah askina?
“Sevmek yalansa,
dogru olmak istemiyorum” demis,
Seni sevdigimi söylemistim.
“Bence yalan” dedin, çiktin isin içinden.
Ne diyebilirdim ki sana,
Canin sag olsun.
Ben yaptim, sen yiktin gönül sarayimizi,
Ama yine de kizamam sana,
Bir degil,
Bin gönül fedâ olsun,
Senin gibi Sultana!
Tamam,
Sen nasil istersen öyle olacak,
Ne üzecegim,
Ne de güldürecegim bundan sonra seni,
Sadece uzaktan sevecegim.
Buna da engel olmazsin degil mi?
Gerçi sen istesen de, istemesen de,
Bilsen de bilmesen de,
Gönlümde yaktigin ocak hep tütecek,
Hani,
Naside’nin o sarkisinda;
“Yâr diye diye yâr / Gelmedin yine yâr
Ben askindan yanarken / Adaletin bu mu yâr?”
dedigi gibi,
Gelgitler baslasa ara sira içimde,
Kabarsa da yüregim,
Suna emin ol,
Bu ask sürecek,
Ve, ben hep seni sevecegim...
Mümtaz Begen