Kiyidaki Ihtiyar
Derin daglar kat kat siralanmisti
çamlik iniyordu denize kadar
kiyida iri yari bir ihtiyar
çakillara sirtüstü uzanmisti
ve bu olgun günesli Eylül günü
uzak haberi batmis gemilerin
poyraz yeli mavi masmavi serin
oksuyordu ihtiyarin yüzünü
ve karninin üstündeydi elleri
iki yengeç gibi inatçi yorgun
zamandan kuvvetli bir yolculugun
sert kabuklu merhametsiz zaferi
ve göz kapaklari tuzlu kirisik
kapanivermislerdi yumusacik
bu karanlikta altin piriltilar
dinliyordu ugultuyu ihtiyar
denizi uzun disli baliklari
ve tanyerlerinin alevlerini
dipte çiçek açan kayaliklari
aglari ve balikçi evlerini
ama belkide bulutlara yakin
çamlarin tepesiydi uguldayan
biliyordu basi döner adamin
onlara asagidan baktigi zaman
derin daglar kat kat siralanmisti
çamlik iniyordu denize kadar
kiyida iri yari bir ihtiyar
çakillara sirtüstü uzanmisti
Nazim Hikmet