Mavi Orman Dag Martisi
Sariyer ve Gökçekaya baraji kiyilarinda
Kirçil daglar ki yoksul ve magrur
Mavi çam denizleri yakinlara sokulur!
Çürümüs demirden yoksul vadiler
Kirmizi ve sari toprakli yarlar...
Göz alabildigine yamaçlar...
Daglar bazen mantar, peri bacasi gibi
Bazen de yuvarlak yas pastalar gibi
Öyle bir cografya ki
Sakinleri sükunetten kaçmis uzaklara
Uzaklardan yeni sakinler gelmis...
Sehri düsleyen ormancilar
Ormani düsleyen sehirciler...
Ölümü bekleyen yaslilar,
Yeni balikçi, eski çobanlar
Çipil gözlü avcilar
Dünya kurulali beri
Konacak bir yer bulamamis
Gezip duran yörükler
Ahbapliklar kurmus ürkek ve hercai
Mor safaklari bekler olmuslar!
Her birinde bir Yunus kalbi çarpar!
Kiyisinda gezinen, Sularinda yüzen Yunus’tur.
Demli bir çay bardagindan görünür
Teslim olmamis yarali bir kahraman gibi
Gögü baska yildizlara asina bir gezegen gibi
Yabanil renkleriyle kükrer doga!
Yorgun bir ejderha gibi kana batmis su!
Ötelere kivrilarak uzanir...
Binlerce yil beyhude ressamini beklemis!
Geçen yillar bu yaylaya bir dag gölü eklemis!
Göz alabildigine su kuslari...
Henüz kararmamis süt beyazi martilar
Dogunun ibriklerine benzeyen turnalar
Sürahilerine benzeyen balikçillar
Dag martilari...
O beldeye karsi yakalardan baktim
Ruha dönüstüm sana aktim
Egilip yüregine haykirdim oradan
Duydum dedigin iste o sesti!
Iste ben sana o yamaçtan aktim.
Göz yasi oldum aktim ve dedim ki:
Burada doydu gözlerimin açligi
Burda gördüm her seyiyle hiçligi
Sair burada yüreginin resmini yapabilir
El degmemis yollara sapabilir
Ölümü bekleyen yaslilar,
Yeni balikçi, eski çobanlar
Çipil gözlü avcilar
Dünya kurulali beri
Konacak bir yer bulamamis
Gezip duran yörükler
Boyasi atmis köhne tekneler
Dalgasiz sularda donuklasir
Hep ayni hüznü tasir.
Agaç kökü gibi eller
Masallara açilan kapilar
Bu daglardadir.
Ala geyikler çikar gelir!
Kirk vagonlu bir tren geçer
Kirk haramiler gibi, solucan gibi
Sevinçli bir çigliga dönüsür keskin sesi
Ala geyiklere yankisi gelir...
Orhan Seyfi Sirin