Benim Ölümüm
Sana inat bir gün ölecegim.
Sana inat ve senin güzelligine...
Lale bayraminda güllere,
Yasanmamis hayallere inat,
Senin en arzulu, en güzel çagina inat!
Kahkahalar atarak ölecegim.
Kefenim olmamak pahasina;
Is olsun diye, spor olsun diye...
Kalleslik olsun, kurnazlik olsun diye...
Sinsice ölecegim, haince ölecegim.
Nasil ölünürmüs gösterecegim.
Ibrat alacaksin, kiskanacaksin.
Ilkten tanimayacaksin tabutumu.
Sonra öldügüm söylenecek inanmayacaksin.
Sonra onu bir iki defa görmüstüm diyeceksin...
Yüzünün kizardigini göremeyecekler,
Sükredeceksin.
Sonra sessizligim hükmedecek tüm limanlara
Ölü yelkenliler batacak.
Sebepsiz öldügüme hükmedeceksin.
Kendini avutacaksin kandiracaksin
Ben ölmüs olacagim, susacagim.
Suçu benim üzerime atacaksin.
Sonra gençligim aklina gelecek,
Sonra, seni ne kadar sevdigim, sana taptigim.
Sonra çelik gibi vücudum gelecek aklina...
Gücüm kuvvetim, sihhatim nesem.
Ölümüm ecel olmayacak!
Bunu gecelere haykiracaksin.
Fakat bunu anladigin zaman
Kemiklerim çürümüs olacak.
Aynalarda birazcik katil göreceksin kendini.
Mezarimi deseceksin tirnaklarinla,
Böcekler beni tasimis olacak.
Bu dünyanin bütün milyonlari da,
Unutmayi satin alamayacak.
Sana bu kallesligi yapacagim.
Firar edecegim dünyadan,
Yüzünü bir daha görür görmez.
Orhan Seyfi Sirin