Uzun Yollari Da Göze Alabilen Bir Dostluk
Ya biz, binde bir karsimiza çikan dostluk,
arkadaslik, sevgililik firsatlarini ne yapiyoruz?
Aksamüstünün bir saatinde,
yorgun gövdemizi yaslayip miril miril konusabilecegimiz,
omzumuza dolanan bir kolun,
basimizi yaslayabilecegimiz bir omzun,
belimizi kavrayan bir elin,
uzun yollara dayanikli asklarin sahibi karsimiza çiktiginda
taniyabiliyor muyuz onu, degerini biliyor,
biricikligini, benzersizligini anlayabiliyor muyuz?
Yoksa hayati sonsuz, firsatlari sayisiz sanip
kendimizi hep ilerde
birgün karsilacagimizi sandigimiz bir baskasina
bir yenisine ertelerken
hayat yanimizdan geçip gidiyor mu?
Karsimiza erken çikmis insanlari yolumuzun disina
sürerken bir gün
geri dönüp onu deliler gibi arayacagimizi hiç hesaba katiyor muyuz?
Hayat her zaman cömert davranmaz bize,
tersine çogu kez zalimdir.
her zaman ayni firsatlari sunmaz,
toyluk zamanlarini ödetir.
Hoyratça kullandigimiz arkadasliklarin,
eskitmeden yiprattigimiz dostluklarin,
savurganca harcadigimiz asklarin hazin hatirasiyla
yapayalniz kaliriz bir gün
Bir aksamüstü yanimizda kimse olmaz,
ya da olanlar olmasi gerekenler degildir.
Yildizlarin bizim için parladigini göremeyen gözlerimiz,
gün gelir hayatimizdan kayan yildizlarin gömüldügü maziye kilitlenir...
Kedilerin özel bir anini yakalamak gibidir kendi hayatimizdaki
olaganüstü anilari ve olaganüstü kisileri yakalamak.
Bazilarinin gelecekte sandiklari 'Bir gün' geçmiste kalmistir oysa;
hani su karsidan karsiya geçerken trafik isiklarinda rastladigimiz ,
omzumuzun üzerinden söyle bir baktiginiz sonra da bosverip
'Nasil olsa ileride bir gün tekrar karsiama çikar'
dediginizdir.
Oysa tam da o gün bu zalim sehri terk etmistir o;
bos yere bu sokaklarda aranirsiniz...
Murathan Mungan