Savas Risalesi

Savas Risalesi


Günesin
Mizraklarin ucuna takilip
kaldigi
bir vakitte
Dirilis erlerinin yüreklerinden
yayilan
Bir depremle
Sarsiliyordu arz.
Gerilmisti altlarimizda atlarimiz
Firlayip kopacakmis gibi
baldirlarindan
kaslari
Ve tariyordu bir projektör gibi
bakisslari
üç kitayi

Yeni bir vakte eriyordu yürekler
Yayiliyordu o mustu
o cosku
o haber.

Bir gelen var
Emin haberciden
Emin olana
Ondan da siddik olana ve sadik olanlara
Sohbete erip
halkada duranlara
yürekten yürege
yol bulanlara.
Bir gelen var
Bütün kitaplarda beklenmekte
olana
ayarlanmis
kulaklar
Ilkin çobanlar duyuyorlar
Sonra agaçlar
kurtlar
kuslar
Çünkü onlar bilirler dinlemeyi
Onlarin elindedir topragin nabzi
Ilk onlar sezerler yeni olani
Rüzgarlarla geleni
Bulutlardan ineni.

Bir dagin tepesinde
Yeni dogan bir ay gibi
Veysel Karani
Evreni
Kusatan
Bir yay gibi
Açilmisti
Kollari.

Selman
Bir sehrin kapisinda
Bir kapinin
Arkasinda.

(Ey savasmakla emrolunanlar
Yürekleri kevser suyu ile yikananlar
Alaca karanlikta bir seher vaktinde
Ayrilirken yurtlarindan
yuvalarindan

Bahçe köselerinde kapi önlerinde sofalarda
odalarda
Bir bir çikip gelen yolumuzu kesip duran anilar
Yatak odamizin penceresinden
Uyandigimizda ilk görülen o tepe
O tepede o kayanin degismeyen konumu
Günesi bir mustu gibi her gün yeniden
Doguran o dag
elveda
Kadinlarimizin kirpiklerinden siralanan
Adanmislik ve baglilik yazilari
elveda
Çocuklarimizin gögsümüze
yüzümüze
saçlarimiza
Sokulan alinlari titreyen dudaklari
kaçamak bakislari
Cennetten bir koku ölümsüzlükten bir pay olarak
Çektigimiz cigerlerimize
Inen yüreklemize
Damla damla
Elveda.)

O ki meydanin ortasina durmustu
Elini kilicinin kabzasina koymustu
Dedi savasçi:
'Ben gidiyorum
Hicret ediyorum
Varsa aglatmak isteyen anasini
Dul koymak isteyen karisini
Ve istiyorsa çocuklari yetim kalsin
Arkamdan gelsin.''

Yeryüzü yeni bir güne hazirlaniyordu
Zaman devrini henüz tamaliyordu.
O konustu:
''Ey eti etimden olan
Bu dünyada ve öbür dünyada
Kardesim olan!
Bu gece yatagimda
sen yatacaksin
bana vekillik
yapacaksin.
Biz gidiyoruz
Hicret ediyoruz
Sen sonra geleceksin
Ama önce emanetleri
sahiplerine
vereceksin. ''

Sonra o dagda
Maveranin kapisi olan
Bir magra
Orada ikisi
O ve
Ikinin ikincisi

Sonra çöl:
Çölde tepeler..
Çölde develer..
Çölde geceler
Ve çöle serpilen
Mucizeler.

Medine'de bekleyenler var
Damlarin üstünde, yollarda
çocuklar
kadinlar

Elleri alinlarinda, gözleri ufukta
delikanlilar
ihtiyarlar..

Dediler: ''Veda Tepeleri üstünden
Üzerimize ayin ondördü dogdu
Sükürler olsun, sükürler olsun
Bize vacip oldu, sükretmek
Sükürler olsun...''

( Ben sicak savaslara girmedim daha
Kiliçlarin çeligine
Su katmadi gözyaslarim
Ama
Savas için geldim
Bu bilinçle bilendim
Bildim bileli kendimi
Hep düslerimde yasadim Bedir'i)

Kardesin biri bir safta
Öbür safta digeri
Bir yanda
Baba.
Ogul
Bir yanda.

Ve toprak gibi güçlü bir ana
Yedi erkek doguran
Yedisini birlikte
Bedr'e yollayan
Ey Afra kadin!
Kalacak adin
Bu dünyada
Kadinlar er kisiler dogurdukça.

Mutlaka bir sinav olacakti
Çünkü Sünnetullahti.
Uhut'ta savas vardi
Bu savas bir imtihandi
Gerçi her savas bir imtihandi
Tüm yasam bir imtihandi
Ama
Uhut
Imtihan içinde bir imtihandi.

O demisti: Savunmak da
Savaslardan
Bir savastir.
Savasçilar demisti: Bu gün o gündür
Düsmani cepheden vurmak
Nasipse eger
Cennet kapilarina varmak
Kevserle kanmak
Isteriz
O dedi: Mübarek olsun savasiniz
Sabrederseniz eger
Sizindir zafer

Savasçilar uçmaga varmis gibi
Sehitlik umuduyla sarhos gibi.

Muaz dedi: Eyvahlar olsun siz ne yaptiniz?
Hudayr dedi: O'nun reyine karsi reyde mi bulundunuz?
Savasçilarin içinde bir tel titremisti
Baslarini önlerine egdiler
O'nun kapisina dayandilar
O zirhini kusanmisti
Hikmetlerden bir hikmet daha
Noktalanmisti.

Öyletse ey ümmet
Ey kurtulmus millet
Kutku olsun suraniz
Kutlu olsun savasiniz.

-Feda olsun sana
Anam
Babam
At ya Sa'd!

Ey ok atan
Ey hayat coskunluk katan
Kutlu olsun savasin

Konusan o'ydu:
-Bu kilicin hakkini kim verir
-Nedir o kilicin hakki ya Resulullah
-Düsmanin yüzünde parçalanmaktir
-Öyleyse o is bana haktir
dedi savasçi
Kilici eline aldi
Koltuklari kabardi
Ve yürüdü meydana
Salina salina.

-Bu yürüyüsü sevmez Allah
dedi Resulullah
Ama bu hal müstesna
O gün içinceye dek sehitlik serbetini
Savasçi
Döne döne
Savasti.

Müsriklerin çarpilmis suratlari
Altlarinda talihsiz atlari
Çarparak çeligin isikli yalimina
Paralandilar
Parçalandilar.

Uhut'tan
Kosup gelen
Birkaç müslüman:
Eyvahlar olsun, eyvahlar olsun
Yeryüzü efendisini kaybetti
eyvahlar olsun

Sümeyra kadin ekmek yapiyordu
Elleri sakindi
Gözleri dalip gidiyordu
Sanki maverayi seyrediyordu
Içinde bir mahser kayniyordu
Yüreginde uhut dalgalaniyordu.

Apansiz siçradi
Çocuklari göz nuru gençlerin yürek aydinligi
Ihtiyarlarin dilde duasi gönülde umudu
Evrenin efendisine ne olmustu
O'na bir halmi olmustu.
Siçradi kalkti Sümeyra kadin
Basörtüsü havada dalgalaniyordu
Unlar topraga saçildi, küller hamura karisti
Medine sokaklari hizla kayiyordu
evler bir bir tükeniyordu
Sümeyra kadin bendinden bosanmisti
bagrini dögüyordu.
Sonra uhut göründü
Sonra mü'minlerden bir kalabalik gördü
Kostu yanlarina eristi


-Resulullah nerede?
Dediler:
-Ey Sümeyra kadin basin sag olsun
Bilmiyoruz Resulullah nerede
Ama
Bu gömdügümüz kardesindir,
Allah katinda
Sehittir.

Sümeyra dedi:
-Allah rahimdir
Ona bu rütbe
Mübarek olsun.
Ama ben Resulullahi soruyorum.
Sümeyra seyirtti
Gitti gitti
Yeniden bir topluluk gördü
Durmayip sordu:
-Resulullah nerede?
Dedi mü'minler:
-Bilmiyoruz. Ama gömdügümüz erkegindir
Muradina erendir
Elbisesiyle gömülendir.

Dedi Sümeyra:
-Hamd olsun, ona sehitlik kutlu olsun
Ama bir haber verin
Resulullah nerede?

Sonra gördü O'nu
-Hamd olsun
Dostlarini gördü
-Hamd olsun
Bulustular
Görüstüler
Bilistiler mü'minler
-Hamd olsun.

Yaratana hamd olsun
Yaratip imtihan edene
Imtihandan geçirip zafere erdirene
Bilinçleri bileyip sabirlar verene
Rahman olana
Rahim olana
Muin olana
Hamd olsun.

Ankara 1979



Erdem Bayazit