Karanlik Duvarlar
I.
Önünü alamiyorum bu kör gidislerin yollarda
Herkes bir yere gidiyor önünü alamiyorum
Çaresiz direniyorum bu dönüm noktalarinda kimse
elini uzatmiyor
Bir gürültülü yasamaga gidiyor dünya bosalan
bir deniz gibi
Bu sesler ormaninda kaybolan bir çag bu.
Nereye gitsem hep apartmanlar çikiyor önüme
Alip basimi duvarlara çarpiyor bu yollar
Gidip gelmelerim bu dar sokaklarda
Insanlarin kosup doldugu bu dar yapilarda
Bir kisir döngüye girmek için bütün çabalar
Biz bunun için mi geldik.
II.
Kara agaç gibi bagliyim kati bir çag bu
Her sey bir makine düzenine gidiyor
-- düzen diyorlar beni çagiriyorlar --
Irmak yatagina siginiyorum sinirli bir çag bu
Baktigimiz her seyde bir yalan kabugu
Bir mercek düzenine baglaniyor gözlerimiz.
III.
Su zaman çikmazinda alip beni bir altmis yasa
bagliyorsunuz
Dogmadan ölüme yöneldik gerisi yok diyenler var
Sinirli yil oyunlarina inananlar var
Sizin güveniniz bir günes düzeninde
Ben mezarlarin karanlik çagina dayaniyorum
Bir agaci büyütüyorum her yerimle
Bir agaci uyguluyorum -- her sey bir agaç düzeninde --
Yerde gökte ve her her yerde
Dallarinda ben agacin incecik köklerinde
Boguluyorum -- baglaniyorum --
Ben mezarlarin karanlik çagina dayaniyorum.
IV.
Su dar odanin kati yalnizliginda
Ve her seyin çiplakliginda
Durup bir pencereyi deniyorum
Gizliligin disina çikiyorum
Araçlarin
Insanlarin
Sehrin ve meydanlarin ve kalabaligin ve herseyin
Içimde yalniz ve yapraksiz
Bir kavak agaci büyüyor -- Çiplak ve göge dogru --
Ama küskün ama yalniz ama yapraksiz ve uzun
Bir aglama duvari bu.
Yatak ve yorganin kuru yalnizliginda
Ve aklin dar yalnizliginda
Sehrin ve herseyin
Ve kalabaligin yorgunlugunda
Saçlarin ve parmaklarin
Ve gözlerin ve gecenin bu bulanik çaginda
Ve aynalarin sig görünümünde
Bunaliyorum.
V.
Susmanin kalesine siginiyorum
Önümde karanliktan duvarlar
Sirtimda insan yüklü bir gök var.
Erdem Bayazit