Hadi
bir sehrin siyah saçlarini örüyorum
beyoglu kalabalik bir karanlikta
gözlerimde perdesiz bir gece var
çiçekler son karanfillerini saklamis gözyaslarimin tuzundan
belli ki askin kimyasi agir
belli ki çapraz askin yollari dar
yani
yorgun gözlerimin yesili
yani
besmeleler dudaklarimda yorgun
benden gizli bir tebessüm içinde hayat
yalnizligim yorgun
kalbim kançanagi saganaklarinda özleminin
seni seviyorum diyorum kendi kendime
seni seviyorum
seni seviyorum
çik gel
kendini al gel bana
her nerdeysen ve ne haldeysen çik gel
sensizligin acisini baskalarindan saklamaktan yoruldum
istemedigim halde gülümsemenin bende yarattigi ihanetten
istemedigim anlarda denizi seyretmekten
istemedigim içkileri içmekten
bana ait olmayan sarhosluklari yasamaktan
ve sensiz bir sabaha uyanmaktan yoruldum
çik gel
çik gel ki ellerim isinsin
çik gel ki baskalarina verdigim cevaplar güçlensin
çik gel
çik gel ki azrail utansin
çik gel
sensizligin sehrinde atese veriyorum saçlarimin beyazini
sabrimin rengi siyah sanirdim oysa
sanki yüregim avucumda
sanki her sabah pismanligini anlatan
bir mektup atilacak kapimin altindan
sanki senin için verdigim kavgalardan insanlar utanacak
sanki yanilmamisligimin gecesi sabah olacak
sanki seni sevmemin sonucu
sensizlik olmayacak
çik gel
çik gel aksamlarimin aksam sefasi rengince
çik gel aska inanmayanlarin yüzünü kizartircasina
çik gel
bir daha gtmeyecekmiscesine
Naside Göktürk