Analar
Garibin anasi pencerelerden
Yanik türkülerle yollara bakar.
Incecik yüzünde her aksam üstü,
Çizgi çizgi, nokta nokta bir efkar.
Fakirin anasi her sabah sessiz
Aglar çocugunun aç çiplak durduguna...
Elleri koynunda kalir çaresiz,
Bin pisman dogduguna, dogurduguna.
Mahkumun anasi susar, konusmaz
Suçu kendisinde sanir.
Kaçar insanlardan, aydinliklardan
Duvarlara bile baksa utanir.
Açilsa üstüm biraz duyar da gece yarisi
Kalkar yatagindan gelir.
Bir mübarek el uzanir yorganima usulca
Bilirim anamin elidir.
Bir merhamet, bir sicaklik, bir gurur,
"Yavrum" diyen sesinde
Ve günde bes vakit nabzi vurur,
Beyaz tülbentinde seccadesinde
Karimin anasi anama benzer,
Öylesine yakin duygulu, ince..
Özü sözü bir yayla gözesi kadar berrak
Oturacak yer bulamaz çikip yanina gelince,
Yüregi, destanlar gibi simsicak.
Ve alnim açiksa, basim dikse
Dirligimiz varsa, mutluysam,
Yüzüme gülüyorsa böyle bu sehir..
Bir beyaz zambak gibi piril pirilsa yavrum
Ve yavrumsa sevdiren bana her seyi bir bir
Bu mutluluk, bu düzen, bu bitmeyen aydinlik
Anasinin yüzü suyu hürmetinedir.
Yavuz Bülent Bakiler